1. Devletler, tüm yasalarında ve kolluk güçleriyle ilgili yönetmeliklerinde polisin görevleri ile ilgili olarak net ve operasyon odaklı kuralları detaylı olarak ele almalı ve bunların kamuya açık olduğunu garanti etmelidir. Protestolarda polis varlığı yasallık, gerekliklik, orantılı güç kullanımı ve ayrımcılık yapılmaması gibi insan hakları ilkelerinin rehberliğinde gerçekleşmeli ve uluslararası insan hakları ilkeleriyle (özellikle de Birleşmiş Milletler Kolluk Güçleri Görevlileri Tarafından Kuvvet ve Ateşli Silah Kullanılması Hakkında Temel İlkeleri ile BM Kolluk Kuvvetleri Memurları için Davranış İlkeleri kararlarıyla) uyumlu olmalıdır. Kolluk görevlileri özellikle aşağıda belirtilenleri yerine getirmelidir:
a) Başat görevlerinin protestoları kolaylaştırmak ve düzenlenmelerini mümkün kılmak olduğu konusunda net olmalıdırlar. Bu nokta her türlü eğitim, planlama, uygulama ve polis operasyonlarının değerlendirmesinde vurgulanmalıdır.
b) Protestolarda polis denetimi sırasında ihtiyatlı ve orantılı güç kullanma konusunda yeterli eğitim verilmeli ve gerekli kaynak ayrılmalıdır. Eğitim programlarına insan hakları standartları da dahil edilmeli ve hangi koşullarda ne tür kısıtlamalar getirilebileceği, polisin yetkisinin sınırları, kalabalıkların davranışlarını anlama yöntemleri ve çatışmaları düşürmek ve en aza indirmek için gerekli olan müzakere ve arabuluculuk gibi yöntem ve beceriler öğretilmelidir.
c) Kolluk görevlileri, karşılıklı anlaşmayı sağlayarak gerilimi düşürmek, olası riskleri değerlendirmek, ve protestoyu kolaylaştırmak için en iyi yöntemde anlaşmak üzere protestonun organizatörleriyle mümkün olduğunca iletişim kurmayı ya da var olan iletişimi geliştirmeyi denemeli. Aynı zamanda gönüllü bir biçimde ortaya çıkmış olan sorunları değerlendirmek için protestodan sonra karşı taraftan bilgi almalıdır.
d) Kolluk güçlerinde net bir komut zinciri ve iyi tanımlanmış operasyon sorumlulukları belirlenmelidir. Bunun yanı sıra protestoların öncesinde, sırasında ve sonrasında kolluk gücü içerisinde açıkça tanımlanmış temas noktaları oluşturmalıdır.
e) Devletler, protestolarda polis varlığı üzerinde dengeli bir bakış açısı sunabilmek ve protestocuların ve kamuoyunun doğru bilgiyle karar verebilmesini sağlamak için protesto öncesinde, sırasında ve sonrasında halk ve medya ile iletişim kurmak veya var olan iletişimin geliştirilmesini sağlamalıdır.
f) Günlük olarak kullanılan polis kıyafetleri ve araçları kullanılmalıdır. Çevik kuvvet ya da özel kuvvet kıyafet ve donanımı istisnai bir önlem olmalı ve kapsamlı bir risk değerlendirmesi sonrasında eğer çok gerekli olduğu anlaşılırsa kullanılmalı. Bu karar verilirken görevlilerin bu tür donanımı kullanmalarının çatışmanın tırmandırılmaması hedefinin aleyhinde olacağı da göz önünde bulundurmalıdır.
g) Her zaman net olarak görünen kask rakamları ya da başka bireysel kimlik işaretleri kullanmalı ve protestolar sırasında bunların okunmasının engellenmemesi sağlanmalı. Güvenlik güçleri mensuplarının bu kurala uymamaları durumunda hızlı bir şekilde gereği yapılmalıdır. Sivil giyimli polislerden herhangi bir polislik eylemi gerçekleştirmeden önce kendilerini tanıtmaları istenmelidir.
2. Katılımcıların dağıtılması, gereklilik ve orantılı davranma ilkelerine uygun olarak, en son çare olarak verilecek bir karar olmalıdır ve yalnızca her an gerçekleşebilecek bir şiddet eylemi olasılığı protesto hakkının önüne geçtiği durumlarda ve yetkili merci tarafından verilmelidir.
a) Protestoların dağıtılması asla protestoyu önceden bildirme ile ilgili kurallara uyulmaması ya da protesto öncesi getirilmiş ve meşru olmayan başka kısıtlamalar yüzünden emredilmemelidir.
b) Protestoya katılan kişiler arasında münferit ve sınırlı olarak yaşanan şiddet eylemleri bir protestonun dağıtılmasını haklı göstermez.
c) Kolluk kuvvetleri dağılma emrini protestocuların anlamasını ve uymasını sağlayacak şekilde açıkça duyurmalıdır. Güç kullanımına başvurulmadan önce katılımcılara dağılmak için yeterli süre verilmelidir.
3. Bazı kişilerin özgürlüklerini geçici olarak alıkoyma gibi kalabalık yönetimi stratejileri istisnai olarak ve yalnızca tutulan bireylerin şiddete veya çok ciddi rahatsızlığa sebebiyet verme olasılığına dair makul şüphe varsa uygulanmalıdır. Bu tür stratejiler, protestocuları teker teker ya da toplu olarak gözaltına almak için değil, son derece kısıtlı bir şekilde geçici bir kalabalık yönetme stratejisi olarak diğer yöntemler sonuç vermediğinde ve mutlaka gerekli olduğu müddetçe kullanılmalıdır. Gözaltına alma gibi yöntemler uygulanacaksa, polis aşağıdaki noktalar konusunda güvence vermelidir:
a) Protesto katılımcılarının ve kamuoyunun bir alıkoyma veya gözaltının hangi sebeple gerçekleştiği, ne kadar süreceği ve nasıl sona erdirilebileceği konusunda bilgiye protestocuların ve kamuoyunun kolaylıkla erişebilmesini sağlamak
b)Protesto öncesi yapılan planlama sırasında temel ihtiyaçlarla ilgili tesislere ve olanaklara yönlendirme yapan anlaşılır tabelalandırma yerleştirmek
c) ilk yardım ve diğer destek ve bakım hizmetleri de dahil acil durum hizmetlerine vakit kaybetmeden erişme imkanı
d) Polisin izlediği strateji sonucunda alanda mahsur kalmış olan şiddete başvurmayan protestocular veya protestoya dahil olmayan ancak orada bulunan diğer kişiler ve zarar görmeye daha açık kişiler uzaklaşabilmelidir.
This post is also available in: İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Rusça, Farsça, Portekizce, Brezilya