1. Devletler ancak ulusun hayatını tehlikeye atabilecek acil toplumsal durumlarda uluslararası insan haklarıyla ilgili yükümlülüklerinde azaltma yapan tedbirler alabilir. Bu gibi tedbirler, hem uluslararası hem de ulusal yasalarla uyum içinde ilan edilmelidir. Bu nedenle devletler, protestoların neredeyse hiç bir zaman olağanüstü hal koşullarına yol açacak koşulları yaratmadığının da bilincinde olarak, protestoları kısıtlama amaçlı olarak olağanüstü hal ilan etmeye başvurmamalıdır.

 

2. Olağanüstü hal durumunda protesto hakkına getirilen herhangi bir kısıtlama istisnai ve geçici olmalı ve yalnızca durumun ortaya koyduğu zarurete bağlı olarak, devletin uluslararası hukuktan doğan diğer yükümlülükleriyle karşıtlık teşkil etmediği sürece uygulanmalıdır. Doğal afet veya silahlı çatışma durumları gibi koşulların olağanüstü hal uygulamalarına olanak verdiği durumlarda bile protesto hakkını sınırlama olasılığının yalnızca 4. İlkede açıklamalarla uyum içerisinde değerlendirmesi genelde yeterli olmalıdır. Bunun dışında hiçbir kısıtlama durumun aciliyeti ile gerekçelendirilmemelidir.

This post is also available in: İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Rusça, Farsça, Portekizce, Brezilya